Yeni Ekonomik Model ve Stratejik Yol Haritası
Çin’in Wuhan eyaletinde başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan, ülkeleri kasıp kavuran yeni koronavirüs(kovid-19) hastalığı tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de en ağır şekli ile hissedildi. Bu durum, insanlığı büyük bir sınavdan geçirirken, ülkeleri de ekonomik açıdan yeni bir ekonomik buhran diyebileceğimiz zorluklarla baş başa bıraktı. Pandemi, ülke hazine ve maliyelerinin kısa, orta ve uzun vadeli plan, program ve stratejilerini altüst etmiş oldu. Buna hazır olmayan ülkeler ve yönetimleri, darboğaza giren ekonomileri ve sağlık sistemleri gerekçesi ile ülke halkları tarafından değişimlere maruz bırakıldı. Hal böyle olunca, ister istemez ülkeler, korunma refleksi ile ulusal değerlere dört elle sarılır oldu. Daha az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler için bu süreç çok daha zorlu geçti, geçmeye devam ediyor. Bir tarafta pandemi etkisi ile oluşan lojistik sorunlar, diğer taraftan dünya pazarlarında yaşanmaya başlanan tedarik sorunu, üretimlerin daralmasına sebep olurken, fiyat artışları enflasyonist bir ortamı beraberinde getirdi. Kendini bir anda bu çıkmazın içinde bulan az gelişmiş ülkeler, dünya konjoktüründe meydana gelen en küçük dalgalanmalardan çok daha büyük şekilde etkilenir oldu. Tüm bu gelişmeler ülkemizde de kendini her yönüyle hissettirdi elbette. Bir taraftan sağlık yatırımları, diğer taraftan hane halkının beklentileri, pandemi etkisi ve ekonomik zorluklar bir anda ülkemiz maliyesini yeni bir plan, program ve stratejiye itti. Mesela ülke sağlık yatırımları açısından izlenen doğru strateji, ekonomik açıdan da uygulanabilir miydi? sorusunu akla getirdi ister istemez. Kimi çevrelerce eleştiri konusu edilen büyük hastane yatırımlarının(şehir hastaneleri) ne kadar da doğru bir strateji olduğu, özellikle pandemi döneminde herkes tarafından açıkça görülmüş oldu. Ekonomik açıdan da bu durum, mümkün olabilir miydi? sorusunu akla getirdi haklı olarak. Geldiğimiz noktada; cari açık veren bir ülke olarak Türkiye, bunu pandemi öncesi uygulanan ekonomik model ile başarılamayacağını değerlendirerek, 2021 Yılı özellikle ikinci yarısında model değişikliğine giderek yeni ekonomik modeli devreye aldığını duyurdu. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme hedefi olan bir model. Düşük faiz, dalgalı kur temelinde uygulanan bir model. Böylece Merkez bankası, eylül, ekim ve kasım aylarında politika faizini toplamda 4 baz puan indirerek bu modelin stratejik yol haritasının ilk aşamasını uygulamaya koymuş oldu. Merkez bankası, en son 15 Aralık 2021 Tarihinde politika faizinde 1 puanlık indirime gitmiş, geleceğe yönelik yeni ekonomik modelin stratejik yol haritasında düşük faiz tercihinden vazgeçmeyeceğini ortaya koymuş oldu. Peki, bu durumu nasıl açıklıyor merkez bankası? 2022 Yılında politika faizlerinde indirim devam eder mi? Nasıl bir 2022 Yılı bekliyor bizleri?
Bu sorulara gelin hep birlikte cevap bulmaya çalışalım.
“Türkiye Cumhuriyet Merkez bankası,
…
enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlendiği…
…
turizm sektörlerin canlanması, … İhracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmekte, cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arzettiği…
…
alınmış olan kararların etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edileceği…” basın duyurusu ile stratejik yol haritasını açıkladı.
Görüleceği üzere, Türkiye, gelişmiş ülkeler merkez bankalarının kendi aralarında yaşanan para politikalarında gözlenen ayrışma sürecini, yeni ekonomik modelde düşük faiz, dalgalı kur temelinde stratejik yol haritasını devam ettireceğini açıklamış oldu. Böylelikle, yatırımda, turizmde ve ihracatta artış ile cari denge sağlanarak, bir sonraki hedefin cari fazla vermesi hedefini öne çıkarmış oldu. Evet, hedef bu değil miydi? Ülkemizi, yıllarca ekonomik krizlere sürükleyen cari açık sorununu ortadan kaldırmak, Türkiye’yi kalıcı ve sürdürülebilir bir ekonomik programa oturtmak.
2022 Yılı stratejik yol haritasında yeni ekonomik model ile ilk aşamada, faiz indirilerek enflasyonist baskıyı azaltmak ve yatırımı teşvik etmek olduğunu anlıyoruz. Buna ilave olarak, bir sonraki aşamanın cari denge ve sonrasında cari fazla verme hedefi ortaya konarak, 2022 yılı ilk çeyreğinde alınan sonuçların programın gelecek dönemine yön vereceği anlaşılmaktadır. Bu durum yeni bir faiz indirimi gelir mi? sorusunu haklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Açıklamalardan anlaşıldığı üzere, mevcut dalgalı kurun geldiği nokta itibariyle cari denge ve hatta cari fazla için en azından 2022 ilk çeyreğine kadar hedeflenen noktaya gelindiği, piyasanın mevcut politika faizini satın aldığı, 2022 ilk çeyrek verilerinin ortaya çıkmasıyla merkez bankası faiz ile ilgili duruşunu yeni oluşacak verilere göre şekillendireceği yönündedir.
Özellikle tartışma konusu edilen ve öne çıkan en önemli tespit, yeni ekonomik modelin geleceğe yönelik stratejik yol haritasının belli olmamasıydı. Stratejinin belirlenmiş olması bu tartışmayı sonlandırmış, geleceğe yönelik belirsizlik ve güven ortamının kaybolmasının önüne geçilerek, güvenin yeniden sağlanmasına olanak sağlanmıştır. İnanıyorum ki; aşırı dalgalanmaların önüne böylelikle geçilmiş olacaktır.
Temennimiz, uygulanan ekonomik programın başarılı olması.
Kalın sağlıcakla,