Denenmiş Ekonomik Model değil, Yeni Ekonomik Model
Kur, faiz, enflasyon sarmalı ile yıllarca boğuşan ülkemiz 2021 yılını geride bırakırken, son günlerde “yeni bir söylemi” konuşur oldu. Hatta; konunun önemine binaen televizyon ekranlarına, sosyal medya ve yazılı basına agresif şekli ile yansımış gözüküyor bu söylemler. Söylemlerin içeriğine baktığımızda, faizlerin düşmesi, döviz kurlarında dalgalanma, enflasyon, üretim, istihdam, ihracat ve buna bağlı büyüme kavramlarını barındırdığını görüyoruz. Bu kavramlar yıllar boyu Türkiye’nin ekonomik hedefleri içerisinde hep olmuş, buna karşın sonuçlar hep hayalde kalmış ne yazık ki. Ülke siyaseti hane halkı gelirini arttırmak, siyasal başarı sağlamak adına vazgeçilmez olarak gördüğü ekonomik başarı için bu kavramları dilinden hiç bırakmadı, bırakamaz dı da zaten. Zira, ekonomik başarısızlık kimleri al aşağı(seçim kayıpları) etmedi ki bu ülkede. Nitekim geldiğimiz bu noktada tecrübe ile anlaşıldı ki; söylemden öteye geçemeyen kur, faiz, enflasyon, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme kavramları denenmiş geçmiş ekonomik model ile olmayacağı, olamayacağı anlaşılmış oldu. Evet, son günlerde sıkça duyar olduğumuz yeni söylemler ile yeni ekonomik modele mi geçer oldu Türkiye ekonomisi…?
Düşük faiz, serbest kur tercihli,
Üretim odaklı, istihdam endeksli,
İhracat odaklı,
Cari işlemler dengesi hedefi olan bir strateji. “Yeni ekonomik model.”
Ülkemiz için hayırlı olsun. Temennimiz başarılı olması, zira, kazanan Türkiye ve tüm halkımız olacaktır.
Peki, yeni ekonomik model başarılı olur mu?
Gelin birlikte analiz edelim.
Analizimizi doğru yapmak adına kasım/2021 üretim, istihdam, ihracat ve büyüme verilerine bir bakalım.
Kasım ayı ihracat % 33,4 artış ile 21.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
Kasım ayı üretim kapasite kullanım oranı % 78(bir önceki ay %78,1).
İşsizlik oranında kademeli düşüş devam ediyor.
Türkiye 3.çeyrek büyüme oranı %7,4 olarak gerçekleşmiş, OECD 2021 ülke büyüme hedefini yukarı yönlü revize ederek %8,5 olarak açıklamış. 2021 yıl sonu büyüme beklentisi %10 ve üzeri.
Tüm bu analizler ışığında,
Kapasite kullanımı ve işgücü talebine baktığımızda Türkiye; üretim ve istihdam artışı sağlayan bir ülke,
21.5 Milyar dolarlık kasım ayı ihracatı ile rekor kırmış, 2021 yıl sonu ihracat tutarı yıllık bazda 220 Milyar doların üzeri olacağı(Tüm zamanların rekoru) verisini açıklamış bir ülke,
Türkiye OECD ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen 2. ülkesi,
Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi etkisine rağmen 2022 Yılı için düşük faiz, dengeli kur, cari denge, ihracat ve büyüme hedefi ile ümitvar bir Türkiye.
Bu sonuçlar ve yeni ekonomik model ile 2022 yılında,
- Yatırım’da artış,
- Üretimde artış,
- İstihdam da artış,
- Turizm sektöründe yeni rekor hedefi,
- Ekonomik büyüme,
- İhracatta yeni rekorlar,
- Düşük faiz, dengeli kur, yatırımcıyı koruma hedefi ve kademeli olarak düşen enflasyon görüleceği anlaşılmaktadır.
Öyleyse,
Yeni ekonomik modele, ülkemize, geleceğe yatırım yapan, üreten, dünya pazarlarına sunabilen, teknoloji öncelikli yeni yatırımlar planlayan herkes kazanacaktır.
“Sayın Cumhurbaşkanının basın açıklamasında;
Ne yaptığımızı, nasıl yapacağımızı biliyoruz. Hangi risklerle karşılaşacağımızı, hangi sonuçlar elde edeceğimizi biliyoruz.
Hep birlikte;
Çalışacağız, daha çok çalışacağız.
Üreteceğiz, daha çok üreteceğiz.
Güçleneceğiz, daha çok güçleneceğiz.
Büyüyeceğiz, daha çok büyüyeceğiz.” vurgusu yapılıyor.
Yeni ekonomi modeli başarılı olur mu? Ne dersiniz?
Ben inanıyorum.
Kalın sağlıcakla…